30 Ekim 2014 Perşembe

1. cüz

Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırız. 
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adı ile.

001.Fatiha Suresi: 


Bismillahirrahmanirrahim.

001.1-7) Allah'a hamd ve övgü. Kulluğu ancak sana yapar ve yardımı ancak senden isteriz. Bizi nimet verdiklerinin dosdoğru yoluna ilet. Gazaba uğrayanların ve sapıkların yoluna değil.

* * *

002.Bakara Suresi: 

Bismillahirrahmanirrahim.

002.1) Elif-Lam-Mim

Not: Hakkında bir çok tahmin yürütülen ama kesin bilgiye sahip olmadığımız, akıl ile de çözemeyeceğimiz huruf-u mukattaa ile başlıyor sure. Muhammed as. bu harfleri etrafındakilere okuduğu zaman onlar muhakkak bunun manasını sormuş ve gereken cevabı almışlardır.

002.2-5) Bu kitapta şüphe yoktur ve muttakiler için hidayettir. Muttakilerin özellikleri:
  • Gayba iman ederler.
  • Namazı kılar, verdiğimiz rızıktan infak ederler.
  • Sana inene de, senden önce inenlere de iman ederler.
  • Ahirete yakin olarak iman ederler.
002.6-7) Kafirler ve kalp mühürlenmesi.

002.8-20) Münafıklar. Hastalıklı kalp ve Allah'ın hastalığı artırması. Fesat yaparlar ama ıslah ediciyiz derler. İman edenleri beyinsiz olarak görürler. Hidayeti verip dalaleti satın alırlar.

002.21-22) Takvanın şartı yaratıcıya benzer/misil(endad) vehmetmeden kulluk etmek.

002.25) Cennette rızıklar önceki rızıklara benzer olarak verilecek.

002.26) Allah, büyük küçük demeden örnekler verir. Çoğuna bu yolla hidayet eder, çoğunu da sapıklıkta terk eder ancak fasıklardan başkasını sapıklıkta terk etmez.

Not: Sapıklık(dalle) fiili ile ilgili detaylı analiz "Başlarken" bölümünde yapılmıştır.

002.28) Ölü idik diriltti. Sonra öldürecek ve diriltecek. Sonra O'na döndürüleceğiz.

002.30-39) İnsanın yaratılışından önce Allah'ın meleklerle diyaloğu. Meleklerin, "fesad çıkarıp kan dökecek olanları mı yaratacaksın?" demeleri. Allah'ın Adem'e esmayı öğretmesi. Adem'e secde edin diye emir vermesi ve iblisin büyüklenip kaçınması. Şeytanın Adem ve eşinin ayağını kaydırıp cennetten çıkarması. "Bazınız bazınıza düşman olarak inin." Adem rabbinden kelimeler alıp tevbe etti(yöneldi). "Cennetten topluca inin. Benden gelen hidayetçiye tabi olana korku ve hüzün yoktur." vaadi.

Not: Tevbe kelimesi ile istiğfar kelimesi arasında fark vardır. İstiğfar etmek, günahının ardından bağışlanma dilemektir. Özür dilemek gibi. Tevbe etmek ise, yönelmek demektir. Hayatının gidişatını değiştirmek, geçmişe sünger çekmek diyebiliriz. Kişi tevbe ettikten sonra, işlediği küçük günahlar için istiğfar eder. Fakat tevbe insanın hayatında sürekli yapacağı bir fiil değildir. Tevbe fiilini Allah "Yönelene ben de yönelirim." manasında, kendisi için de kullanmıştır. Fakat istiğfar sadece kullara mahsus bir fiildir.

002.41) İsrailoğulları'na, "Sizdekini doğrulayan kitaba iman edin." emri.

002.42) Hakka batıl elbisesi giydirip bile bile gizlemeyin.

002.44) İnsanlara birri(iyilik/genişlik) emredip kendinizi unutur musunuz?

002.45-46) Sabır ve namaz(salat) ile yardım isteyin. O yalnızca huşu duyanlara büyük bir şeydir. O huşu duyanlar, rablerine dönüp kavuşacaklarını zannederler.

002.48) Kıyamette kimse kimse için bir şey ödeyemez. Şefaat ve fidye kabul edilmez. Yardım da görmezler.

002.49-61) İsrailoğulları'na verilen nimetler;
  • Firavun'dan kurtarıldılar.
  • Danaya taptıktan sonra affedildiler.
  • Musa'ya kitap ve Furkan verildi.
  • Ölümlerinden sonra dirilik verildi.
  • Üzerlerine gölgelik bulut verildi.
  • Men ve selva yiyeceği indirdi.
  • Musa kavmine su istedi ve taştan her boya ayrı 12 pınar fışkırdı.
Buna karşılık:
  • Danaya taptılar.
  • Allah'ı açıkça görmek istediler.
  • Sözü değiştirdiler ve bela indi.
  • İsyanı alışkanlık haline getirdiler.
  • Tek çeşit yiyeceğe sabredemeyeceğiz deyip yerden biten(ekilip biçilen) yiyeceklerden istediler. 
Musa: "Hayırlı olanı(gökten sebepsiz gelen) aşağı olanla mı(çalışmaya bağlı) değiştirmek istiyorsunuz? Dönün o zaman Mısır'a." dedi. Zillet ve meskenet damgası vuruldu. Çünkü kafirlik edip nebileri öldürüyorlardı.

Not: Yerin bitirdiği yiyeceklerden istediler. Yani ekip biçerek elde etmek istediler ve zillet yani çalışarak elde etme zorunluluğu damgası vuruldu. 71. ayette kesilmesi emredilen inek tarif edilirken de zelil olmamış yani çalışmamış olarak tarif edilir. Halbuki gökten zahmetsizce rızık geliyordu. "Aşağılık olanı hayırlı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz" sözünü de ekleyip rızık meselesini düşünmek lazım.


Musa as. "birbirinizi öldürün" diye emretti. 


Not: Burayı tercüme ederken "nefislerinizi öldürün" olarak ederler. Fakat aynı formda gelen 85. ayetteki ibareyi "birbirinizi öldürüyorsunuz" olarak çevirirler. "Nefs" kelimesinin Türkçe karşılığı "kendi"dir. Burda Musa as. iç savaşı emrediyor. Nitekim Ben Kingley'in oynadığı Hz. Musa isimli filmde konuyu aynen bu şekilde işlemişler.


002.62) Mensubiyeti ne olursa olsun, Allah'a ve ahirete iman eder haldeyken salih amel işleyenlere korku ve hüzün yoktur. Karşılıkları rableri katındadır.


002.63-65) Üzerlerine Tur'u kaldırıp İsrailoğulları'ndan söz alındı ve sonra yüz çevirdiler. Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı hüsrana uğrarlardı. Cumartesi yasağını çiğneyenlere "Sefil maymunlar olun!" denildi. 


002.67-74) İnek kıssası. Allah, Musa as. aracılığıyla, zaaf duyduklarından olsa gerek, bir inek kesmelerini emretti. Sorgusuz herhangi bir inek kesmeleri gerekirken işi yokuşa sürdüler. Üstelik "Allah dilerse yolumuzu buluruz." dediler. Sorular sordukça işleri zorlaştı. Kalplerine sevgisi içirilen(93. ayet) buzağının en gözdesini kesmeleri icap etti. Sonunda kestiler. Allah, ineğin bir parçası ile faili meçhul bir maktule vurulmasını isteyerek katili meydana çıkardı. Allah böylece ölüleri diriltir ve akıllanmamız için ayetleri gösterir.


Not: İsrailoğulları'nın en çarpıcı özelliklerinden birisi de, her koşulda Allah'tan, gücüne sınır koymadan yardım isteyip, ardından nankörlük etmeleri. 
Onlar öldürdükçe Allah'ın nebi göndermesi, onca nimet vermesi, alemler üstüne tercih etmesi bu sebepten olsa gerek. Burda da hem yan çizip hem de "Allah dilerse yolumuzu buluruz." diyorlar. 

002.75) Aklettikten sonra bile bile Allah kelamını tahrif.


002.78) Kuruntular haricinden kitabı bilmeyen ve zanna tabi olan ümmiler vardır.


002.79) Kazanç elde etmek için kendi elleriyle kitap yazıp, "Bu Allah katındandır." diyenlere yazıklar olsun.


002.80-82) "Sayılı günler haricinde ateş bize dokunmaz." dediler. Allah böyle bir söz mü verdi? Söz verdiyse sözünden caymaz. Kim bir kötülük işler de o kötülük kendisini kuşatırsa, ateş ehlidir ve orda kalıcıdır. Allah'a güvenir haldeyken iyi işler yapanlar da cennet ehlidir ve orda kalıcıdırlar.


Not: Büyük hurafelerden birisi de "Günahlarımız kadar cehennemde yanacağız, sonra cennete gideceğiz." anlayışıdır. Allah burada ve Ali İmran Suresi 24. ayette net olarak bunu reddeder. Bu iki ayet haricinde de cennetliklerin cennette, cehennemliklerin de cehennemde kalıcı olduğu konusunda ayetler vardır. Mümin olarak ölen kişinin günahlarının tamamen bağışlanabileceği, hatta günahlarının sevaba çevrilebileceği konusunda da ayetler mevcut iken, nasıl olur da insanlar az da olsa cehennemde yanmaya razı edilmiş, anlamak gerçekten zor.

002.83) İsrailoğulları'ndan alınan sözler:

  • Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz.
  • Ana-babayı, yakınlara, yetimlere ve miskinlere iyilik edeceksiniz.
  • İnsanlara güzel söz söyleyeceksiniz.
  • Namazı kılıp, zekatı vereceksiniz.
Azı hariç sözlerinden yüz çevirdiler.

002.85) Kitabın bir kısmına iman edip, bir kısmına etmeyenlerin cezası, hem dünyada hem de ahirette rezilliktir.


002.87) Hevaya göre emir istemek.


002.89) Kitaplar birbirini doğrular. Hem yardım istediler, hem kafirlik(örtme, görmezden gelme, gözardı etme) ettiler.


002.93) İsrailoğulları'nın kalplerine, isyanlarından dolayı buzağı sevgisi içirildi.


002.94) Allah katındaki ahiret yurdu sadece size özelse, haydi o zaman ölümü temenni edin!


002.96) Dünya hırsı


002.98) Allah'a meleklere, rasullere, Cebrail'e ve Mikail'e düşmanlık.


002.99) Ayetleri fasıklardan başkası gözardı(küfür) etmez.


002.102) Sihir-büyü.


002.105) Allah rahmetini dileyene tahsis eder.


Not: Kuran'da "men yeşa" formuyla gelen ifadelere "dilediğine" manası vererek başta hidayet olmak üzere çoğu meselede seçimi Allah'ın yaptığı, irade sahibinin Allah olduğu sonucunu çıkarırlar. Fakat bu ibareyi "kim dilerse" olarak çevirmek mümkün. Bu çeviri, dünya hayatının imtihan amacına da uygun. Her şeyi dileyen tabi ki Allah'tır ama imtihan gereği kullarına cüzi irade vererek muhayyer bırakıp, "hayırlı olanı dilemelerini" dilemiştir. 

002.106) Nesh. Biz bir ayetten neyi nesheder veya unutturursak, ondan daha hayırlısını veya mislini getiririz.


002.107) Allah'tan başka hiç bir veli ve yardımcı yoktur.


002.108) Peygamberi sorguya çekmek.

002.109) Ehli kitabın çoğu, gerçek kendilerine beyan olduktan sonra sırf içlerindeki hasetten dolayı sizi imandan sonra küfre döndürmeyi arzu ederler. Allah'ın emri gelinceye kadar affedin ve hoşgörülü olun. 


002.111-112) Yahudilerden veya hristiyanlardan başkası cennete giremeyecek dediler. Bu onların kuruntularıdır. Aksine, kim yüzünü Allah'a teslim edip muhsinlerden olursa, mükafatı rabbi yanındadır. Onlara korku ve hüzün yoktur.


002.113) Kitabı okudukları halde, Yahudiler; Hristiyanlar bir şey üzere değildir dediler. Hristiyanlar da Yahudiler bir şey üzere değildir dediler. Bilmeyenler de onlar gibi söylediler. Allah kıyamet günü ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hüküm verecektir.


002.114) Allah'ın mescidleri.


002.117) Kun fe yekun.


002.119) Rasulun görevi ve sorumluluk sahası.

002.120) Onlara tabi olmadıkça Yahudiler ve Hristiyanlar senden razı olmayacaklar. De ki hidayet Allah'ın hidayetidir. Sana gelen ilimden sonra onların hevalarına uyacak olursan, sana Allah'tan başka hiç bir veli ve yardımcı yoktur.


002.121) Okumak

002.123) Kimsenin kimse için bir şey ödeyemeyeceği, fidyenin kabul edilmeyeceği, şefaatin fayda vermeyeceği ve yardım edilmeyecek güne karşı korunun(takva).


002.124-129) İbrahim as'ın imtihan edilip tamamlaması. İnsanlığa önder seçilmesi. Zurriyetinden de isteyince, "Ahdime zalimler nail olamaz." cevabını alması. Beyti(kabeyi) bir dönüş ve güven yeri yaptık. Kim kafir olursa, az bir zaman faydalandırırım. Sonra ateş azabına girmek zorunda bırakırım. İsmail as. ile birlikte İbrahim as. beytin temellerini yükseltirken dua etti:

  • Rabbimiz kabul buyur bizden, şüphesiz sen işiten ve bilensin.
  • Rabbimiz, bizi sana teslim olanlarda eyle. Zürriyetimizden de sana teslim olan ümmet yap.
  • Bize ibadet şekillerini göster, bize yönel(tevbe et). Şüphesiz sen Tevvab(yönelen)'sın Rahim'sin.
  • Rabbimiz, onların içinden, onlara senin ayetlerini okuyan, onlara kitabı ve hikmeti öğreten ve onları temizleyen bir rasul gönder. Şüphesiz sen Aziz ve Hakim'sin.
002.130-131) Kendi kendine beyinsizlik edenden başka kim İbrahim'in milletinden yüz çevirir? Onu dünyada da seçtik, ahirette de salihlerdendir. Rabbi ona teslim ol deyince, "Alemlerin rabbine teslim oldum." dedi.

002.132-133) Yakub as'ın oğulları ile diyaloğu ve vasiyeti.


002.135) "Yahudi veya Hristiyan olun ki hidayet olunasınız." dediler. Aksine hanif olarak İbrahim'in dini. O hiç müşriklerden olmadı.


002.136) Deyin ki:

  • Allah'a iman ettik.
  • Bize, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya, İsa'ya ve bütün nebilere rablerinden ne verildiyse iman ettik. Onların hiç birisinin arasını ayırmayız. Onlara teslim olanlarız.
002.138) Allah'ın boyası.

002.139) Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz muhlislerdeniz.

002.140) İbrahim ve soyundan gelenler Yahudi veya Hristiyan idi mi diyorsunuz? Siz mi daha iyi bileceksiniz yoksa Allah mı?

002.141) Onlar bir ümmet idiler, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendine, sizin kazandıklarınız da size. Onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder