7. cüz
005.83-84) Peygambere
indirileni duydukları zaman gözlerinden yaşlar boşaldığını görürsün. Hakkı
bildikleri için böyledir. Derler ki: “Rabbimiz, iman ettik ve bizi şahitlerle
beraber yaz. Bize ne oluyor ki, rabbimizin bizi salihlerin içine katmasını umut
ederken Allah’a ve bize haktan gelene iman etmeyelim?”
005.85-86) Dedikleri
sebebiyle Allah onlara karşılıklarını, orada kalıcı olmak üzere altlarından
nehirler akan cennetler olarak verdi. Bu muhsinlerin karşılığıdır. Kafirler ve
ayetlerimizi yalanlayanlar ise ateş ehlidirler.
005.87-88) Ey iman
edenler. Allah’ın sizin için helal kıldığı hoş şeyleri haram kılmayın ve
alışkanlık haline getirmeyin. Allah kötü alışkanlık sahiplerini/aşırı gidenleri
sevmez. Allah’ın size verdiği rızıklardan helal ve hoş olarak yiyin. İman
ettiğiniz Allah’a karşı takva sahibi olun.
005.89) Yemin ve
kefareti.
005.90-92) İçki ve kumar
ve şeytanın taktiği.
005.94) Gaybdan
korkanlar için imtihan.
005.95) İhramda iken
av.
005.96) Deniz avı.
005.97) Kabe, Beyt-i
Haram ve sembollerin önemi.
005.99) Rasulun
görevi.
005.100) Habis olanın
çokluğu seni etkilese bile, habis olan hoş olanla bir olmaz. Ey ulul elbab.
Allah’a karşı takva sahibi olun. Böylelikle kurtuluşa erersiniz.
005.101-102) Soru sorma
adabı.
005.104) Allah’ın
indirdiğine ve rasule gelin denilince, “Atalarımızı üzerinde bulduğumuz bize
yeter.” Dediler. Ataları bir şeye akıl erdiremediyse ve doğru yolu bulamadıysa?
005.105) Ey iman
edenler, kendi kendinizin üzerinesiniz(Allah-u alem, kendi kendinizden
sorumlusunuz). Hidayet olunursanız, saptırıcılar size zarar veremez. Dönüşünüz
topluca Allah’adır ve yaptıklarınızı size haber verecek.
005.106-108) Ölüm anında
vasiyet. Akraba bile olsa dürüstlük.
005.109) Allah
rasulleri topladığı gün sorar: “Size ne cevap verildi?” Derler ki: “Bizde ilim
yok. Şüphesiz ki sen gaypları bilirsin.”
005.110) Allah’ın İsa
as’a olan nimetlerini hatırlatması.
005.111-115) Maide/sofra
kıssası.
·
Bana ve
rasulume iman edin diye havarilere vahyettiğimde dediler ki: “İman ettik, bizim
Müslüman olduğumuza şahit ol.”
·
Havariler;
“Ey Meryem oğlu İsa. Rabbinin bize gökten sofra indirmeye gücü yeter mi?”
dediğinde, dedi ki: “Eğer mümin iseniz Allah’a karşı takva sahibi olun.”
·
Dediler ki:
“Ondan yemek istiyoruz. Kalplerimizin mutmain olmasını istiyoruz. Bize doğru
söylediğini bilmek istiyoruz ve ona şahit olanlardan olmak istiyoruz.”
·
Meryem oğlu
İsa dedi ki: “Allahım, rabbimiz. Bize gökten bir sofra indir, öncemize ve
sonramıza bir bayram olsun ve senden bir ayet olsun. Bizi rızıklandır. Sen
rızık verenlerin en hayırlısısın.”
·
Allah dedi
ki: “Muhakkak ki ben onu sizin üzerinize indiriciyim. Sizden sonra/sonra sizden
kim kafirlik ederse, alemlerden kimseye etmediğim azabı ona ederim.”
005.116-120) Allah’ın İsa
as. ile diyaloğu. “Beni ve annemi Allah dışında iki ilah edinin diye sen mi
dedin?” diye sorması ve İsa as’ın cevabı. Allah’ın: “Bu, doğruları
doğruluklarının fayda verdiği gündür.” diye cevap vermesi.
* * *
006.Enam
Suresi:
Bismillahirrahmanirrahim.
006.1) Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve
nuru var eden Allah’a mahsustur.
006.2) Yaratılış ve
ecel.
006.3) O gökte de
yerde de Allah’tır. Sırları da bilir, açığa vurulanları da. Kazandıklarınızı da
bilir.
006.4-5) Rablerinin
ayetlerinden, yüz çevirmiş olmadıkları bir ayet gelmiyor. Muhakkak ki
kendilerine geldiğinde hakkı yalanladılar. İlerde onlara, alaya aldıkları
şeylerin haberleri gelecek.
006.6) Önceki
nesillerin ve onlara verilenlerin anlatılması.
006.7-8) Eğer sana
kitabı kağıda yazılmış şekilde indirseydik ve onu elleriyle tutsalardı muhakkak
kafirler derlerdi ki: “Muhakkak ki bu açık bir sihirden başka bir şey
değildir.” Dediler ki: “Üzerine melek indirilseydi ya.” Eğer bir melek
indirseydik, muhakkak ki iş halledilmiş olurdu sonra onlara göz açtırılmazdı.
006.14) De ki: “Göklerin
ve yerin Fâtır’ı (çatlatan, uzunlamasına yaran gibi manalara gelir. Genel
olarak yaratan manası verilir) olan Allah’tan başka bir veli mi edineceğim. O
besler/yedirir ve beslenmez/yedirilmez. Muhakkak ki ben teslim olanların ilki
olmakla emrolundum.” Sakın müşriklerden olma.
006.15-16) De ki:
“Muhakkak ki ben, rabbime isyan edersem azametli bir günün azabından korkarım.”
O gün kimden azap savuşturulursa, ona rahmet etmiştir. Açık kurtuluş budur.
006.17) Allah sana
bir zarar dokundurursa, o zararı O’ndan başka açacak yoktur. Eğer sana bir
hayır dokundurursa, O her şeye kâdirdir.
006.18) O kullarının
üstünde Kâhir olandır. Hakîm ve Habîr’dir.
006.19) De ki:
“Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür? Allah benimle sizin aranızda
şahittir. Bana bu Kuran vahyolunuyor ki, sizi ve kime ulaşırsa onu uyarayım.
Siz gerçekten Allah ile beraber başka ilahlara şehadet ediyor musunuz? Ben
şehadet etmem. Ancak o bir tek ilahtır. Muhakkak ki ben şirk koştuklarınızdan
beriyim.”
006.20) Kendilerine
kitap verdiklerimiz onu oğullarını tanır gibi tanırlar. Onlar ki hüsrana
uğradılar ve iman etmezler.
006.21) Allah’a
iftira atandan veya ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir? Muhakkak ki
zalimler iflah olmaz.
006.22-24) O gün onların
hepsini toplayıp sonra şirk koşanlara diyeceğiz ki; “Nerede iddia ettiğiniz şerikler?”
Sonra “Rabbimiz Allah’a yemin olsun ki müşriklerden değildik.” demekten başka
bir fitneleri olmaz. Bak kendileri hakkında nasıl yalan söylediler ve
uydurdukları şeyler onlardan kayboldu gitti.
006.25-26) Onlardan seni
dinleyen kimseler vardır. Onu anlamamaları için kalplerine bir örtü ve
kulaklarına ağırlık koyduk. Bütün ayetleri de görseler ona iman etmezler. Sana
geldiklerine seninle mücadele ederler. Kafirler derler ki: “Muhakkak bu
eskilerin masallarından başka bir şey değildir.” Hem ondan alıkoyarlar hem de
ondan uzaklaşırlar. Muhakkak ki sadece kendilerini helak ediyorlar ve farkında
değiller.
006.27-28) Ateşin
üzerinde durdurulduklarını ve “Keşke geri döndürülsek ve rabbimizin ayetlerini
yalanlamasak ve müminlerden olsak.” dediklerini görsen. Aksine önceden
gizledikleri karşılarına çıktı. Eğer geri döndürülseler alıkonuldukları şeylere
geri dönerlerdi. Muhakkak ki onlar yalancıdırlar.
Not: Azap
sebebiyle iman ettikleri için, azap kalkarsa iman da gider. Dünya hayatının
yaratılış sebebi imtihan olduğundan ve işlenilen kötü amellerin karşılığının
sonra görülecek olmasından dolayı insanların çoğunluğu iman etmez. Gerçek
müminler ise azap sebebiyle değil, Allah’ı tanıdıkları(marifetullah) ve
dünyadan vazgeçtikleri için Allah’a iman ederler/güvenirler.
006.29) Dediler ki:
“Hayat sadece dünya hayatımızdan ibarettir ve diriltilecek değiliz.”
006.30-31) Kıyametin
tasviri.
006.32) Dünya hayatı
bir oyun ve bir eğlenceden başka bir şey değildir. Takva sahipleri için ahiret
yurdu daha hayırlıdır. Akletmeyecek misiniz?
006.33) Muhakkak ki
onların söylediklerinin seni üzdüğünü biliyoruz. Onlar seni yalanlamıyorlar,
fakat zalimler Allah ayetleri ile cihad ediyorlar.
006.34) Andolsun ki
senden önceki rasuller de yalanlandılar ve bu sebeple yalanlamalarına ve
eziyetlerine sabrettiler. Ta ki yardımımız gelene kadar. Allah’ın kelimelerini
değiştirecek yoktur. Muhakkak ki rasullerin haberleri sana geldi.
006.35-36) Eğer onların
yüz çevirmeleri sana ağır geliyorsa o zaman gücün yetiyorsa yere bir baca veya
göğe bir merdiven iste ve onlara bir ayet getir. Eğer Allah dileseydi onları
hidayet üzere toplardı. Cahillerden olma. Sadece dinleyenler davete icabet
ederler. Ölülere gelince, Allah onları diriltir ve sonra O’na dönerler.
006.37) Dediler ki:
“Ona rabbinden bir ayet indirilse ya!” De ki: “Şüphesiz ki Allah ayet indirmeye
kâdirdir.” Fakat onların çoğu bilmezler.
006.38) Yeryüzünde
hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki sizin gibi ümmetler
olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi tefrit etmedik. Sonra rablerinin huzurunda
haşrolunurlar.
006.39) Ayetlerimizi
yalanlayanlar karanlıklar içindeki sağır ve dilsizdirler. Allah kimi dilerse
sapıklıkta terk eder. Kimi dilerse de sıratı müstakime koyar.
006.40-41) De ki:
“Görüşünüz ne? Eğer Allah’ın azabı veya saat(kıyamet) size gelirse Allah’tan
başkasına mı dua edersiniz/yardıma çağırırsınız? Eğer sadıklardansanız. Aksine
sadece onu yardıma çağırırsınız. Yardım istediğiniz şeyi dilerse üzerinizden
kaldırır ve şirk koştuklarınızı unutursunuz.
006.42-45) Andolsun
senden önce ümmetlere rasuller gönderdik ve böylece onları sıkıntılarla ve
zararlarla yakaladık ki böylelikle yalvarırlar. Onlara sıkıntılarımız
geldiğinde bari yalvarsalardı. Fakat kalpleri katılaştı ve şeytan onlara
yaptıklarını süslü gösterdi. Ne zaman ki kendilerine yapılan hatırlatmaları
unuttular, o zaman üzerlerine her şeyin kapısını açtık. Kendilerine
verilenlerle sevindiler ve nihayet onları ümitsizlik esnasında ansızın
yakaladık. Zalim kavmin kökü kesildi. Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.
006.46-47) Allah’tan
başka ilah edinmememiz için verilen misaller.
006.48) Rasullerin
gönderilme sebebi ancak müjdeci ve uyarıcı olmalarıdır.
006.50) De ki:
·
Allah’ın
hazineleri yanımdadır demiyorum.
·
Gaybı bilmem.
·
Ben bir
meleğim demiyorum size.
·
Muhakkak ki
sadece bana vahyedilene tabi olurum.
Kör
ile gören bir olur mu? Tefekkür etmez misiniz?
006.51) Rablerinin
huzurunda toplanacaklarından dolayı korku içinde olanları onunla uyar. O’ndan
başka ne bir veli ne de bir şefaatçi vardır. Böylelikle onlar takva sahibi
olurlar.
006.52) Sabah-akşam
onun yüzünü isteyerek rablerine dua edenleri kovma. Onların hesabından sana bir
şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok. Onları kovup zalimlerden
olursun.
006.53) Biz onlardan
bazısını bazısı ile imtihan ettik(fitne) ki; “Allah aramızdan bunlara mı nimet
verdi?” desinler. Allah şükredenleri bilen değil midir?
006.54) Ayetlerimize
iman edenler sana geldiklerinde de ki: “Selam üzerinize olsun. Allah kendine
rahmeti yazdı. İçinizden kim cehalet ile kötülük işler de sonra arkasından
tevbe eder ve ıslah olursa, muhakkak ki o bağışlayıcı ve merhametlidir.”
006.55) Böylece
ayetlerimizi ayrıntılı olarak anlatıyoruz ki mücrimlerin/suçluların yolu açığa
çıksın.
006.56-58) De ki: “Ben,
sizin Allah’tan başka yardıma çağırdıklarınıza kulluk etmekten nehy edildim.
Hevanıza tabi olmam. Öyle olursa muhakkak ki sapıklıkta kaybolurum ve hidayette
olanlardan olmam. Muhakkak ki ben rabbimden bir beyyine üzereyim ve siz onu
yalanladınız. Acele istediğiniz şey bende değildir. Muhakkak ki hüküm yalnızca
Allah’ındır. Hakkı anlatır ve ayrıntılı anlatanların en hayırlısıdır. Eğer
acele istediğiniz benim yanımda olsaydı, sizinle benim aramda iş halledilmiş
olurdu. Allah zalimleri bilir.”
006.59) Gaybın
anahtarları onun yanındadır, onları sadece o bilir. Karada ve denizde ne varsa
o bilir. Bir yaprak düşmez ve yerin karanlıklarında bir tane olmasın ki o
bilmesin. Ne bir yaş ne de bir kuru yoktur ki açık bir kitapta bulunmasın.
006.60) O ki, sizi
geceleyin vefat ettirir ve gündüz kazandıklarınızı bilir. Sonra sizi onun
içinde diriltir ki belirlenmiş ecel tamamlansın. Sonra dönüşünüz onadır, sonra
yapmakta olduklarınızı size haber verir.
006.61-62) O kulları
üzerinde Kahhar’dır. Üzerinize koruyucular gönderir. Sonunda sizden birine ölüm
geldiği zaman rasullerimiz onu vefat ettirir ve fazlalık-eksiklik yapmazlar.
Sonra hak Mevlalarına döndürülürler. Dikkat edin hüküm onundur ve o hesap
görenlerin en hızlısıdır.
006.63-64) Sıkıntı
anında dua ve kurtulunca şirk koşma.
006.66-67) O hak iken
senin kavmin onu yalanladı. De ki: “Ben sizin üzerinize vekil değilim. Her
haberin bir kararlaştırılmış vakti vardır ve ilerde bilirsiniz.”
006.68-69) Ayetlerimizde
dalanları(olumsuz manada olsa gerek) gördüğünde başka söze dalana kadar
onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra zalimler kavmi
ile birlikte oturma. Takva sahiplerine onların hesabından hiçbir şey düşmez.
Fakat bir hatırlatmadır ki böylelikle takva sahibi olurlar.
006.70) Dinlerini
oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri
bırak. Kazandıklarından dolayı kişinin yakayı ele vereceğini hatırlat. Onun
için Allah’tan başka bir veli ve şefaatçi yoktur. Bütün fidyeyi verse bile
ondan alınmaz. Onlar kazandıklarından dolayı yakayı ele verdiler.
Kafirliklerinden dolayı onlara kaynar sudan bir içecek ve elim bir azap vardır.
006.71) De ki: “Allah
dışında, bize faydası ve zararı olmayan şeyleri yardıma çağırır mıyız? Allah
bize hidayet ettikten sonra, onu “bize gel” diyerek hidayete çağıran
arkadaşları varken şeytanların ayarttığı ve yeryüzünde şaşkın bıraktığı
kimseler gibi gerisin geri döner miyiz? Hidayet, Allah’ın gösterdiği doğru
yoldur. Alemlerin rabbine teslim olmakla emrolunduk.”
006.72) Namazı kılın
ve O’na karşı takva sahibi olun. Huzurunda haşrolacağınız odur.
006.73) Allah’a ait
özellikler.
006.74-75) İbrahim as’ın
babasıyla diyaloğu. İbrahim, babası Azer’e dedi: “Sen putları ilahlar mı
ediniyorsun? Muhakkak ki ben seni ve kavmini açık bir dalalet(sapıklık) içinde
görüyorum. Böylece göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik. Yakine erenlerden
olsun diye.
006.76-79) Gece üzerini
örtünce bir yıldız gördü. Dedi ki: “Bu rabbimdir.” O batınca dedi ki: “Ben
batanları sevmem.” Doğman üzereyken ayı görünce dedi ki: “Bu rabbimdir.” O
batınca dedi ki: “Eğer rabbim bana hidayet etmezse, muhakkak ki sapık kavimden
olurum.” Doğmak üzereyken güneşi görünce dedi ki: “Bu rabbimdir. Bu en büyüğü.”
O batınca dedi ki: “Ey kavmim, ben şirk koştuklarınızdan beriyim. Ben hanif
olarak yüzümü gökleri ve yeri yoktan var edene(fatır) döndüm ve ben
müşriklerden değilim.”
006.80-81) Kavmi onunla
tartıştı. Dedi ki: “Benimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz. Muhakkak ki o
bana hidayet etti. Rabbimin bir şey dilemesi hariç, ben sizin O’na şirk
koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbim her şeyi ilimce kuşatmıştır. Hatırınıza
getirmez misiniz? Siz Allah’a şirk koşmaktan korkmazken, be şirk koştuğunuz
Allah’ın size bir sultan indirmediği şeylerden nasıl korkarım? Eğer
biliyorsanız, bu iki gruptan hangisi emniyete daha layıktır?
006.82) İman edip
imanlarına zulüm karıştırmayanlar içindir emniyet ve onlar hidayet
edilenlerdir.
006.83-90) İbrahim as’a
verilen hüccet. İbrahim as’a, diğer rasullere ve onların atalarından,
zürriyetlerinden ve kardeşlerinden bazısına bahşedilenler. Eğer şirk koşmuş
olsalardı, muhakkak ki yaptıkları boşa giderdi.
006.91) “Allah
insanlığa hiçbir şey indirmedi” derken Allah’ı gereği gibi takdir(kadera=ölçtü)
edemediler. Musa’nın insanlara bir nur ve bir hidayet olarak getirdiği kitabı
kim indirdi? Onu kağıt haline getiriyorsunuz, ortaya çıkarıyorsunuz ve çoğunu
gizliyorsunuz. Sizin ve atalarınızın bilmediğiniz şeyler size öğretildi. Allah
de ve bırak daldıkları şeylerde oynasın dursunlar.
006.92) Ve
indirdiğimiz bu mübarek kitap ki elindekini onaylayıcı ve Ummul-kurâ ve
çevresindekileri uyarsın diyedir. Ahirete iman edenler ona iman ederler. Onlar
namazlarını muhafaza ederler.
006.93) Allah’a
iftira edenden, yahut kendisine bir şey vahyolunmamışken “Bana vahiy geliyor.
Allah’ın indirdiği şey gibi ben de indireceğim.” diyenden daha zalim kim olabilir?
006.94) Andolsun ki,
sizi ilk yarattığımız gibi bireysel olarak bize geldiniz ve size verdiklerimizi
arkanızda bıraktınız. Sizinle ortaklar olduğunu iddia ettiğiniz
şefaatçilerinizi sizinle beraber göremiyoruz. Andolsun aranız kesildi. İddia
ettiğiniz şeyler sizden kaybolup gitti.
006.95-99) Allah’ın
özellikleri ve insanlara verdiği nimetler.
006.100-101) Cinleri
Allah’a ortaklar tuttular. Halbuki onları O yarattı. İlimsizce O’na oğullar ve
kızlar yakıştırdılar. Nitelendirmelerinden yüce ve münezzehtir. Her şeyin
örneksiz yaratıcısı iken ve ona bir eş-arkadaş yokken nasıl çocuğu olabilir?
006.103-104) Basiretler
onu idrak edemez, O basiretleri idrak eder. Muhakkak ki size rabbinizden
basiretler geldi. Kim basiretli olursa kendinedir. Kim de körlük ederse
kendinedir. Ben üzerinize koruyucu değilim.
006.105) Ayetleri
böylesine sarf ediyoruz ki, “Dersini almışsın.” desinler ve bilen bir kavim
için onu beyan edelim.
006.106-107) Rabbinden
sana ne vahyediliyorsa ona tabi ol. Allah’tan başka ilah yoktur. Müşriklerden
yüz çevir. Allah dileseydi onlar şirk koşmazlardı. Seni onların üzerine muhafız
olarak göndermedik. Sen onlara vekil değilsin.
006.108) Allah’tan
başkasını yardıma çağıranlara sövmeyin. Öyle yaparsanız ilimsizce ve düşmanlık
ederek onlar da Allah’a söverler. Bu şekilde her ümmete amellerini süsledik,
sonra rablerine dönücüdürler ve yaptıklarını onlara haber verir.
006.109-110) Olanca
güçleriyle, kendilerine bir ayet gelirse ona iman edeceklerine dair yemin
ettiler. De ki: “Ayetler ancak Allah’ın yanındadır ve geldiklerine size
hissettirmez.” İman etmezler. Gönüllerini ve görüşlerini evirir çeviririz,
tıpkı ilk defa iman etmedikleri gibi. Azgınlıklarında bırakırız ve bocalarlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder