26 Ekim 2014 Pazar

5. cüz

004.24-25) Yasak ve serbest olan evlilik, mehir.

004.26-28) Allah size beyan etmek, sizden öncekilerin adetine(sünen) hidayet etmek ve size yönelmek istiyor. Allah Alim ve Hakim'dir. Şehvetlerine tabi olanlar sizin azametli bir meyledişinizi istiyor. Allah sizden hafifletmek istiyor ve insan zayıf yaratılmıştır.

004.29-30) Ey iman edenler, mallarınızı aranızda batıl olarak yemeyin. Razı olarak yaptığınız ticaret müstesna ve kendinizi öldürmeyin. Allah size karşı merhametlidir. Bunu kim düşmanca ve zalimce yaparsa, ilerde onu ateşe yaslayacağız. Bu Allah'a kolaydır.

004.31) Size yasaklanan şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız, kötülüklerinizi örteriz ve sizi kerim bir giriş yerine sokarız.

004.32) Onunla Allah'ın bazınızı bazınıza tercih ettiği(faddala) şeyi temenni etmeyin. Erkekler için kazandıklarından bir nasip vardır ve kadınlar için kazandıklarından bir nasip vardır. Allah'ın fazlından isteyin. Muhakkak ki Allah her şeyi biliyor.

004.33) İnsanlar arasındaki velayet.

004.34-35) Kadın-erkek arasındaki ilişkiler.

004.36-38) Allah'a kulluk edin ve O'na hiçbir şeyi şirk koşmayın. İyilik yapılacak kimseler. Allah, kendini beğenmiş kibirlileri sevmez. Kendileri cimridirler ve insanlara da cimriliği emrederler. Allah'ın fazlından verdiklerini saklarlar. Kafirlere alçaltıcı azap hazırladık. Mallarını insanlara gösteriş için infak ederler ve Allah'a ve ahiret gününe iman etmezler. Şeytan kime arkadaş olursa, o ne kötü bir arkadaştır.

004.39) Allah'a ve ahiret gününe iman etseler ve rızıklandırdığımız şeylerden infak etselerdi ne olurdu onlara? Allah onları bilir.

004.40) Allah zerre kadar zulmetmez ve eğer bir hasene olursa, onu katlar ve katından azametli ecir verir.

004.41) Kıyamette şahitlik/şehitlik.

004.42) Rasule isyan eden kafirler o gün isterler ki yerle bir olsunlar. Sözü Allah'tan gizleyemezler.

004.43) Ey iman edenler. Sarhoşken ne dediğinizi bilene kadar, cünüpken de gusledene kadar -yolculuk hali hariç- namaza yaklaşmayın. Hasta veya seferde olursanız yahut biriniz tuvaletten(ğâit) geldiyse yahut kadınlara dokunup da su bulamazsanız, temiz bir toprağa teyemmüm edin.. Yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allah affedici ve bağışlayıcıdır.

004.44) Kendilerine kitaptan nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Dalaleti satın alıyorlar ve sizin de yolu sapıtmanızı istiyorlar.

004.45) Allah düşmanlarınızı çok iyi biliyor. Veli olarak da yardımcı olarak da Allah yeter.

004.46) Yahudi zihniyetinin kelime oyunu ile yaptığı anlam tahrifatı. Doğrusunu söyleselerdi kendileri için daha hayırlı ve daha akvam(doğru/dürüst/güvenilir) olurdu. Fakat Allah küfürleri yüzünden onları lanetledi. Azı hariç iman etmezler.

004.47) Ey kendilerine kitap verilenler. yüzleri silip arkalara çevirmeden önce ve onları cumartesi halkı gibi lanetlemeden önce, yanınızdakini tasdik edici olarak indirdiğimize iman edin. Allah'ın emri yerine gelir.

004.48) Muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Onun dışındakileri dileyen kimse için bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, azametli bir günah iftira etmiş olur.

004.49-50) Kendilerini temize çıkaranları görmüyor musun? Aksine, dileyeni Allah temize çıkarır ve kıl kadar da zulmetmez. Bak nasıl da Allah'a yalan iftira ediyorlar. Bu açık bir günah olarak yeter.

004.51-52) Kendilerine kitaptan nasip verilmiş olanları görmüyor musun? Cibt ve tağuta iman ediyorlar ve kafirler hakkında diyorlar ki: "Bunlar müminlere göre daha doğru yoldalar." Onlar Allah'ın lanetledikleridir. Allah kime lanet ederse, ona bir yardımcı bulamazsın.

004.53-55) Yoksa mülkten bir nasiplerin mi var? Öyle olsa insanlara bir çekirdek bile vermezler. Allah'ın fazlından insanlara verdiklerine hased mi ediyorlar yoksa. Muhakkak ki İbrahim ailesine kitap, hikmet ve azametli bir mülk verdik. Bu sebepten, kimi ona iman etti, kimi yüz çevirdi. Cehennem yeter onlara.

004.56) Ayetlerimizi göz ardı edenleri/gizleyenleri ilerde ateşe yaslayacağız. derileri her yanışında başkası ile değiştireceğiz ki azabı tatsınlar. Allah Aziz ve Hakîm'dir.

004.57) İman edip salih amel işleyenleri de ebedi kalmak üzere, altlarından nehirler akan cennetlere  sokacağız. Onlara orda temiz eşler vardır. Gölgeliklere koyacağız onları.

004.58) Muhakkak ki Allah şunları emrediyor: Emaneti ehline verin. İnsanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmedin. Allah ne güzel öğüt veriyor. Allah işiten ve görendir.

004.59) Ey iman edenler. Allah'a, rasule ve sizden olan ulul emre(emir sahibi) itaat edin. Bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz, onu Allah'a ve rasulune arz edin. Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız. Bu hayırlı ve tevil(işin aslına ulaşma) olarak daha güzeldir.

004.60-70) Sana inene ve senden önce indirilene iman ettiğini iddia edenleri görmez misin? Tagutu küfürle emrolundukları halde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan onların uzak sapıklıkta kalmalarını istiyor. Onlara: "Allah'ın indirdiğine ve rasule gelin." denildiğinde münafıkların kaçtıkça kaçtıklarını görürsün. Elleriyle işledikleri yüzünden başlarına musibet gelince nasıl olurlar? Sonra sana gelip, "Muhakkak, iyilikten ve ara bulmaktan başka bir şey istemedik." diye Allah adına yemin ederler. Allah onların kalplerinde ne var biliyor. Onlara aldırma ve öğüt ver. İçlerine tesir edecek söz söyle.
Biz ancak Allah'ın izniyle itaat edilsinler diye rasuller gönderdik. Kendilerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan mağfiret dileselerdi, rasul de onlar için istiğfar etseydi, muhakkak ki Allah'ı yönelen ve merhametli bulurlardı. Hayır, rabbine andolsun, aralarındaki karmaşalarda seni hakem yapıp da verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir darlık olmayıp, tam teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.Eğer onlara; "Kendi kendinizi öldürün." veya "Yurtlarınızdan çıkın." diye yazsaydık, azı hariç yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğütleri yerine getirselerdi, onlar için hayırlı olurdu ve sabit kalışları şiddetlenirdi. O zaman onlara katımızdan azametli bir ecir verirdik. Onları sıratı mustakime hidayet ederdik.
Kim Allah'a ve rasule itaat ederse, işte onlar, kendilerine nimet verilen nebilerle, sıddıklarla, şehitlerle ve salihlerle birlikte olur. Bunlar ne güzel arkadaştır. İşte bu Allah'tan bir lütuftur. Bilen olarak Allah yeter.

004.71-74) Ey iman edenler. Hazırlıklarınızı alın ve bölük bölük veya topluca çıkın. İçinizden ağırdan alanlar vardır. Size bir şey isabet ederse; "Allah bana nimet verdi de onlarla birlikte şehit olmadım." Eğer size bir Allah'tan bir lütuf isabet ederse, kendileri ile sizin aranızda bir sevgi olmamış gibi derler ki; "Keşke ben de onlarla olsaydım da azametli başarıya ulaşsaydım." Ahiret karşılığında dünyayı verenler Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, ilerde ona azametli bir karşılık vereceğiz.

004.75) Size ne oluyor da Allah yolunda; "Rabbimiz, halkı zalim olan bu yerden bizi çıkar. Katından bize bir veli ve yardımcı gönder." diyen zayıf düşmüş erkekler, kadınlar, ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz?

004.76) İman edenler Allah yolunda savaşırlar. Kafirler ise tağut yolunda savaşırlar. Şeytanın velileri ile savaşın. Muhakkak ki şeytanın tuzağı zayıftır.

004.77) Kendilerine; "Ellerinizi savaştan çekin. Namazı kılın, zekatı verin." denilmiş olanları görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca onlardan bir kısmı Allah'tan korkar gibi, hatta daha şiddetlice insanlardan korkarlar. Derler ki; "Rabbimiz, niçin bize savaşı yazdın? Yakın bir süreye kadar erteleseydin ne olurdu?" De ki: "Dünya metası azdır. Korunanlar için ahiret hayırlıdır. Kıl kadar zulüm edilmez."

004.78-79) İsterseniz yüksek burçlarda olun, nerde olursanız olun ölüm size yetişir. Onlara bir iyilik isabet ederse diyorlar ki bu Allah'tan. Kötülük isabet edince diyorlar ki bu senden. De ki: "Hepsi Allah'tandır." Bu kavme ne oluyor da söz anlamaya yanaşmıyorlar? Sana iyilikten ne isabet ederse Allah'tandır. Kötülükten ne isabet ederse de kendindendir. Seni insanlar için rasul olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter.

004.80-81) Kim rasule itaat ederse, Allah'a itaat etmiştir ve de kim yüz çevirirse, seni onlara muhafız olarak göndermedik. İtaat ettik diyorlar, onlardan bir grup yanından çıkınca dediklerinin tersini tasarlıyorlar. Allah onların tasarladıklarını yazıyor. Sen onlardan yüz çevir ve Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.

004.82) Kuran'ı tedebbür etmezler mi? Eğer o Allah'tan başkasından olsaydı, muhakkak ki içinde birçok ihtilaf bulurlardı.

004.83) Güven veya korku ile alakalı bir emir(iş veya emir) geldiğinde onu etrafa yayıyorlar. Eğer onu rasule veya içlerinden ulul emre arz etselerdi -ki onlar batınına talip olurlar- muhakkak ki onu bilirlerdi. Eğer Allah'ın sizin üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı, azınız hariç şeytana tabi olmuştunuz.

004.84) Bundan dolayı Allah yolunda savaş. Kendinden başkası ile yükümlü değilsin. Müminleri teşvik et. Umulur ki Allah kafirlerin verdiği sıkıntıyı def etsin. Allah daha şiddetli sıkıntı verir ve azabı daha şiddetlidir.

004.85) Kim güzel bir şefaat işlerse ona ondan bir nasip olur. Kim kötü bir şefaat işlerse ona da ondan bir hisse olur. Allah her şeye gücü yetendir.

004.86) Bir tahiyye(çoğulu tahiyyat) aldığınız zaman daha güzeli ile karşılık verin. Muhakkak ki Allah her şeyin hesabını tutandır.

Not: Bu ayetteki emir "Selam verin." olarak çevriliyor ama ayetin metninde selam geçmez. Tahiyye kelimesi hayy(canlı, yaşayan) kelimesinden türemiştir.

004.87-88) Allah kendisinden başka ilah olmayandır. Kendisinde şüphe olmayan bir günde sizi toplayacaktır. Söz olarak Allah'tan daha doğru kimdir? Öyleyse size ne oluyor da Allah münafıkları terse döndürmüşken iki gruba ayrılıyorsunuz? Allah'ın sapıklıkta terk ettiğine hidayet etmek mi istiyorsunuz? Kim Allah tarafından sapıklıkta terk edilirse, ona hiç bir yol bulamazsın.

Not: Allah'tan fazla merhametli olmaya çalışmanın alemi yok.

004.89-91) Arzu ederler ki siz de onlar gibi kafir olup eşit olasınız. Allah yolunda hicret edene kadar onları veli edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları alıkoyun ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan veli ve yardımcı edinmeyin. Ancak sizinle aranızda misak olan bir kavme bitişmeleri/bağlanmaları veya sizinle ve kendi kavimleriyle savaşmaya gönüllerini kapatmaları müstesna. Allah dileseydi onları size musallat ederdi ve muhakkak sizi öldürürlerdi. Sizi bırakıp öldürmezler ve barış teklif ederlerse, onlara karşı bir yol vermez size Allah. Diğerlerini de hem sizden, hem de kavimlerinden güvende olmak ister bulursunuz. Fitneye sevkedildikçe döner içine atılırlar. Sizi bırakmazlar ve barışa yanaşıp ellerini sizden çekmezlerse, onları alıkoyun ve durdurduğunuz yerde öldürün. Bunlar üzerinde size apaçık bir sultan verdik.

004.92-93) Hatâen veya kasten mümin öldürülmesi ve cezası.

004.94) Ey iman edenler. Allah yoluna çıktığınızda açıklanmasını bekleyin. Size selam ulaştırana, dünya hayatının arzını isteyerek "Mümin değilsin." demeyin. Allah yanında ganimetler çoktur. Önceden siz de öyleydiniz ve Allah sizi minnettar kıldı. Açıklanmasını bekleyin. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

004.95-96) Müminlerden, zarar/özür sahibi olmaksızın oturanlar ile Allah yolunda malları ve canları ile cihad edenler eşit değildir. Allah malları ve canlarıyla cihad edenleri, oturanlar üzerine derecelerle tercih etmiştir. Hepsine Allah iyiliği(hüsnâ) vaad etmiştir ve azametli ecir olarak mücahidleri oturanlara tercih etmiştir. Kendisinden dereceler, mağfiret ve rahmet ile. Allah bağışlayıcı ve merhamet edicidir.

004.97-100) Melekler, kendi kendilerine zulmedenleri vefat ettirirken dediler ki: "Ne üzereydiniz?" Dediler ki: "Biz yeryüzünde ezilenler(mustazaf) idik." "Allah'ın arzı geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya orda." Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü gidiş yeri. Erkeklerin, kadınların ve çocukların çareye güç yetiremeyen ve yolunu bulamayan mustazafları hariç. Allah'ın onları affetmesi umulur. Allah affedici ve bağışlayıcıdır. Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek yer de bulur, genişlik de. Kim evinden Allah'a ve rasulüne muhacir olarak çıkar da sonra ona ölüm yetişirse, onun ecri Allah'a düşer. Allah bağışlayıcı ve merhametlidir.

Not: Kuran'ın birçok yerinde vurgulanan hicret gerçeği, "Fetihten sonra hicret yoktur." rivayetine kurban edilmektedir. Uydurma olup olmadığı belli olmayan, Muhammed as. tarafından yazımı yasaklanan ve Allah tarafından da koruma altında olmayan hadis rivayetlerini, Kuran ayetlerinin önüne geçirme mantığının tezahürüdür bu durum. Hicret, dünyevileşmenin panzehiridir. Ahireti sürekli hatırda tutmanın ilacıdır.

004.101-104) Namazın mahiyeti. Namazı kısaltmak. Savaş anında peygamberin cemaatle namaz kıldırışı. Namazı kaza ettiğinizde Allah'ı ayakta, otururken ve yanlarınız üzerindeyken zikredin. İtminan olduğunuzda namazı kılın. Muhakkak ki namaz müminler üzerine vakitli olarak yazılmıştır. Gevşek olmayın. Siz acı çekiyorsanız onlar da acı çekiyorlar. Ve siz Allah'tan onların ummadıklarını umuyorsunuz. Allah Alîm ve Hakîm'dir.

Not: Salat/Namaz kelimesinin ve namazın kazası bidatinin tahlili "Başlarken" bölümünde yer almaktadır.

004.105-107) Biz sana kitabı insanlar arasında Allah'ın sana gösterdikleri ile hüküm vermen için hak ile indirdik. Hainlerin savunucusu olma. Allah'a istiğfar et. Allah bağışlayıcı ve merhamet edicidir. Kendilerine ihanet edenler hakkında mücadele etme. Kim hain ve günahkar ise Allah onu sevmez.

004.108-109) İnsanlardan gizlerler, Allah'tan gizleyemezler. Razı olmayacağı sözleri tasarlarlarken Allah onlarla beraberdir. Allah yaptıklarını kuşatmıştır. Hadi dünya hayatında onlar hakkında mücadele ettiniz. Peki kıyamet gününde kim onlar hakkında Allah ile mücadele edecek? Yahut onlara kim vekil olacak?

004.110-112) Kim bir kötülük yapar veya kendine zulmeder de sonra Allah'a istiğfar ederse, Allah'ı bağışlayıcı ve merhametli bulur. Kim bir günah kazanırsa, yalnızca kendi üzerine kazanır onu. Allah bilen ve hakimiyet sahibidir. Kim bir hata veya günah kazanır, sonra onu beri olan birine atarsa, muhakkak ki bir iftira ve apaçık bir günah yüklenir.

004.113) Allah'ın sana fazlı ve rahmeti olmasaydı, muhakkak ki onlardan bir taife seni saptırmaya yeltenmişti. Ancak kendilerini saptırırlar ve sana hiç zarar veremezler. Allah sana kitabı ve hikmeti indirdi ve bilmediklerini öğretti. Allah'ın senin üzerindeki fazlı muazzamdır.

004.114-115) Sadakayı, marufu ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenler hariç, gizli konuşmalarının çoğunda hayır yoktur. Kim Allah'ın rızasını isteyerek bunları yaparsa, ilerde ona muazzam bir ecir vereceğiz. Kim de kendisine hidayet beyan olduktan sonra, rasulden ayrılırsa ve müminlerden başkasının yoluna tabi olursa, onu yöneldiği yola döndürürüz ve cehenneme yaslarız. Ne kötü bir gidiş yeri.

004.116) Muhakkak ki Allah kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Dileyen kimse için bunun dışındakileri bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, muhakkak ki uzak sapıklıkta kalmıştır.

004.117) Allah'ın dışında yalnızca inâsı ve azgın/inatçı şeytanı yardıma çağırıyorlar.

004.118-122) Allah onu lanetledi. (Şeytan) dedi ki: "Muhakkak ki kullarından belirli bir nasip edineceğim, onları saptıracağım ve onlara kuruntu vereceğim. Onlara emredeceğim ve hayvanların kulaklarını dilecekler/kesecekler/yaracaklar. Onlara emredeceğim ve Allah'ın yaratışını değiştirecekler. Kim Allah'ın dışında şeytanı veli edinirse, apaçık bir şekilde hüsrana uğrar. Onlara vaat ve ümit verir. Şeytanın vaadi sadece aldatıcı bir vaaddir. Onların varacakları yer cehennemdir ve ordan kurtuluş çaresi bulamazlar. İman edip salih amel işleyenleri altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Orada ebediyyen kalacaklar. Allah'ın vaadi haktır. Deyiş/söz olarak kim Allah'tan daha doğrudur?

004.123-124) Sizin kuruntularınıza ve ehli kitabın kuruntularına göre değildir. Kim kötülük yaparsa onun karşılığını/cezasını görür. Kendisine Allah'tan başka bir veli ve yardımcı bulamaz. Kadın olsun erkek olsun kim de mümin olarak bir salihât işlerse cennete girer ve zerre zulüm görmez.

004.125-126) Muhsin olarak yüzünü Allah'a teslim edip hanif olarak İbrahim'in milletine tabi olandan din olarak kim daha iyidir? Allah İbrahim'i halil edindi. Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah her şeyi kuşatmıştır.

004.127-130) Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki; onlar hakkındaki fetvayı size Allah veriyor ve kendilerine yazılmış olanı vermediğiniz yetim kadınlar, evlenmeyi arzuladığınız kadınlar, mustazaf çocuklar ve yetimler konusunda adaleti ayakta tutmanız hakkında size okunan şeyler var. Hayır olarak ne yaparsanız Allah onu bilir. Karı-koca ilişkisi ve sulh. Çok eşlilikte kadınlar adalet konusu. Ayrılık halinde Allah'ın zenginleştirme vaadi.

004.131-134) Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Sizden önce kitap verilenlere ve size Allah'a karşı takva sahibi olmayı vasiyet ettik. Eğer kafirlik ederseniz, şüphesiz göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır. Allah Gani ve Hamid'dir. Allah vekil olarak yeter. Dilerse sizi giderir başkalarını getirir. Allah buna muktedirdir. Kim dünya sevabını/karşılığını isterse, dünyanın ve ahiretin sevabı Allah yanındadır. Allah işitici ve görücüdür.

004.135) Ey iman edenler. Kendiniz hakkında yahut ana-babanız ve akrabalarınız hakkında olsa bile adaleti ayakta tutan, Allah için şahitler olun. İster zengin ister fakir olsun Allah ikisine daha yakındır(evla). Adaletli olma konusunda hevaya tabi olmayın. Eğer dillerinizi eğip bükerseniz veya çekinirseniz, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

004.136) Ey iman edenler. Allah'a, rasule, rasulüne indirdiği kitaba ve önceden indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, rasullerini ve ahiret gününü göz ardı ederse(küfür) uzak sapıklıkta kalmıştır.

Not: İlk bakışta ayetin iman edenleri iman etmeye çağırdığı görülüyor. Fakat Allah "Ey iman edenler." diye hitap ettiğinde, muhatabın mümin olduğunu onayladığını değil, "Ey iman ettiğini söyleyenler, madem bunu iddia ediyorsunuz, o zaman şunları şunları yapmalısınız." olarak anlıyorum.

004.137-138) İman eden sonra küfreden, sonra iman edip sonra küfreden, sonra küfürde ileri gidenleri Allah bağışlamayacak ve hidayet etmeyecek. Münafıkları elim bir azapla müjdele.

004.139) Müminlerin dışında kafirleri veli ediniyorlar. Onların yanında mı istiyorlar/umuyorlar izzeti. İzzet topluca Allah'ındır.

004.140) Muhakkak ki Allah size kitapta, Allah'ın ayetlerinin göz ardı edildiğini/örtüldüğünü(küfür) ve alay edildiğini duyduğunuzda, başka söze geçene kadar onlarla oturmayın diye indirdi. Öyle yaparsanız muhakkak ki onlar gibi olursunuz. Şüphesiz ki Allah münafıkları ve kafirleri topluca cehennemde toplayacaktır.

004.141-143) Münafık zihniyeti. Namaza kalktıklarında üşengeç olurlar ve insanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı az zikrederler.

004.144) Ey iman edenler. Müminlerin dışında kafirleri veli edinmeyin. Allah'a kendi hakkınızda apaçık bir sultan mı kılmak istiyorsunuz.

004.145-146) Muhakkak ki münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar ve onlara bir yardımcı da bulamazsın. Ancak, tevbe eden, ıslah olan, Allah'a sarılan ve dinlerini Allah'a has kılanlar müstesna. Bunlar müminlerle beraberdir. Allah müminlere muazzam bir ecir verecektir.

004.147) Şükreder ve iman ederseniz Allah size azap etmeyi ne yapsın? Allah Şakir ve Alîm'dir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder